Digital Age’in yeni podcast programı İndirilenler Klasörü’nün ikinci bölümünde Elon Musk’ın dünyanın en zengin insanı koltuğunu kaybedişini, dünyaca ünlü telekomünikasyon şirketi Verizon’un 3G’ye vedasını, masaüstü bilgisayarlar için üretilen ekran kartlarının satışının son 20 yılın en düşük  seviyesine gerilemesini, OpenAI tarafından geliştirilen chat robotu ChatGPT’nin büyük süksesini, Google’ın LaMDA projesini, Instagram’ın 2023 için planladığı ilk değişiklikleri ve 2022 yılına damga vuran BeReal uygulamasını değerlendirdik.

İndirilenler Klasörü’nü Spotify, Apple Podcasts, Google Podcasts, Poddy uygulaması ve Digital Age‘den dinleyebilirsiniz.

Hazırlayanlar: Uğur Mutlu ve Erdem Akın Temel


Uğur Mutlu: Merhabalar, İndirilenler Klasörü’nün ikinci bölümünde birlikteyiz. Geçtiğimiz bölümden bu yana geride bıraktığımız haftada yaşanan teknoloji, pazarlama, iş ve sosyal medya gelişmelerini değerlendireceğiz. Ben Uğur Mutlu, MediaCat ve Digital Age başta olmak üzere Kapital Medya’nın sosyal medya hesaplarının yönetiminden sorumluyum. Yanımda ise değerli teknoloji editörü ve MediaCat dergisi Ek Yayınlar Editörü Erdem Akın Temel var.

Merhaba Erdem.

Erdem Akın Temel: Merhaba Uğur.

Uğur Mutlu: Gündemimizin ilk maddesi, genellikle tüm dünyanın gündeminde olan en zengin kişi Elon Musk’ın artık bu unvanını kaybetmesi. Bilindiği üzere 2022’de Tesla hisselerinde yaşanan değer kaybı Elon Musk’ı bir hayli olumsuz etkilemişti. Aynı şekilde her ne kadar medyanın ilgisini çekse de Twitter’da büyük bir dert gibi Elon Musk’ın başına musallat olmuş durumda. Ve Elon Musk, Bloomberg Milyarderler Endeksi’nde de zirvedeki yerini kaybetmiş durumda. Zirvenin yeni sahibi LVMH’in CEO’su Bernard Arnault oldu. LVMH’i Louis Vuitton, Hublot, Bvlgari ve Hennessy gibi markaların çatı şirketi olmasıyla tanıyoruz. Erdem bu konuyla ilgili neler söylemek istersin, Elon Musk’a dair?

Erdem Akın Temel: Evet Uğur, Elon Musk artık dünyanın en zengin insanı değil. Musk’ın bugünlere nasıl geldiğine değinmeyeceğim çünkü çokça konuştuk bunu. Fakat şuna değinmem lazım: Biz Elon Musk’ı bugünlerde en çok SpaceX, Tesla, Twitter ve Neuralink ile anıyoruz. Bu şirketlerde çok önemli pozisyonları olsa da ve bunlara ciddi yatırımlar yapsa da Musk’ın servetinin büyük bir kısmı Tesla’dan geliyor. Elon Musk, Tesla’nın hem CEO’su hem yönetim kurulu başkanı hem de şirket hisselerinin %13’ünün sahibi. Tesla, 430 milyar dolar civarında piyasa değeriyle şu an dünyanın en değerli otomotiv şirketi konumunda ve bu aslında bir gerilemeyle birlikte elde ettiği değer. Nereden bu noktaya indi dersek, 2021’in sonlarına bakmamız lazım. 2021’in Ekim ayında araç kiralama şirketi Hertz’in Tesla’dan 100 bin araç alacağını açıklamasıyla Tesla hisseleri uçuşa geçmişti. Sonraki dönemde değeri 1 trilyon 200 milyar doları aşan Tesla, o dönem dünyanın en zengin insanı olan Elon Musk’ın servetini 340 milyar dolara kadar çıkarmıştı. Bloomberg Milyarderler Endeksi’ne göre konuşuyorum tabii. Hemen ardından gelen Jeff Bezos’un servetiyle arasında 100 milyar dolarlık bir fark oluşmuştu. Tesla 2022’yi kayıpla kapattı. Ocak’ta 1 trilyon 200 milyar dolar değere sahip olan şirket, Aralık’ta dediğim gibi 430 milyar dolar seviyesine geriledi. Yani yaklaşık 800 milyar dolar değer kaybetti. Benim değinmek istediğim bir başka konu, Musk’ın yaptığı bir açıklama. Belki Tesla’nın değer kaybına ışık tutabilir. Musk, bir dönem Tesla’nın gereğinden fazla değer gördüğünü, şişirildiğini açıklamıştı ki bence haklıydı. Tesla üretim yapan, yüzünü geleceğe dönmüş bir şirket. Aslında bazı vaatlerin fiyatlaması çok normal ama bazı şirketlerin şişirilmiş değerlere sahip olduklarını bazı örneklerde gördük. Kendi adıma konuşayım. Rivian bunlardan biriydi. Rivian bir başka elektrikli araç üreticisi ve elektrikli pikaplar üretiyor. Ford ve Amazon tarafından destekleniyor. Son günlerde de Amazon için ürettiği elektrikli minibüslerle konuşuluyor. Amazon paketlerinin dağıtımında kullanıyorlar. Çok güzel araçlar ama tabii biz Türkiye’de göremiyoruz. Rivian araç teslimine başladıktan 2 ay sonra halka arzını yani sektörün deyimiyle IPO’sunu gerçekleştirdi. İlk halka arzını, pardon ve bir hafta içerisinde şirketin değeri 140 milyar doları buldu. Tek fabrikadan günde tek haneli rakamlarda araç çıkarabilen, bu araçların çoğunu da ilk etapta kendi çalışanlarına veren bir şirketti. O gün, otomotiv devleri Volkswagen’in piyasa değeri 139, Toyota’nın 306 milyar dolardı. Tesla’ysa o gün tabii 1 trilyon doların üzerinde bir değere sahipti. Yani piyasa değeri üretim kapasitesini ve yetkinliğini göstermiyor diyebiliriz. Musk haklı mıydı değil miydi, bunun kararını sana, sizlere, dinleyicilerimize bırakıyorum.

Peki şu an dünyanın en zengin insanı kim dersek, Bloomberg Milyarderler Endeksi’ne göre dünyanın en zengin insanı Bernard Arnault. Arnault, LVMH ya da LVMH şeklinde ismini okuyabileceğimiz bir şirketin CEO’su. Aile üyeleriyle birlikte şirketin %48’inin sahibi ama karar yetkisi %64 civarında. Şöyle bir listeye bakarsak, Arnault ve Musk’ın ardından Hint iş insanı Gautam Adani’yi görüyoruz. Pek çok farklı sektörde yatırımları var kendisinin. Hemen ardından Bill Gates ve Warren Buffett geliyor. Hem çok yakın iki arkadaş hem de bir dönem dünyanın en zengin insanı unvanını taşımış kişiler. Ve listenin altıncı sırasında yine bir dönem dünyanın en zengin insanı olan Jeff Bezos var.

Uğur Mutlu: Çok teşekkürler Erdem. Teknoloji ve iletişim dünyasında yaşanan bir diğer gelişme ise tüm dünyada 5G kullanıcı sayısı ciddi bir şekilde artarken, merkezi Amerika’da yer alan telekomünikasyon şirketi Verizon’un 3G hizmetini artık sonlandırıyor olmasıydı. Amerika’daki müşterilerine uzun süredir bu konuyla ilgili uyarılar yapan ve hatta bizzat LTE bağlantısını destekleyen yeni cihazlar yollayan Verizon’un kullanıcıları bundan böyle yalnızca 3G bağlantılı telefonlarıyla 911’i ve müşteri hizmetlerini arayabilecek. Verizon firmasının bazı başka ülkelerdeki 3G hizmeti ise bir süre daha devam edecek. Öte yandan 5G kullanıcılarındaki artış ve beklentilerle ilgili de geçtiğimiz ay Digital Age için hazırladığın bir haber vardı senin. Verizon’un bu kararını ve dünyadaki 5G kullanım hacmine dair gelişmeleri nasıl değerlendirmek istersin Erdem?

Erdem Akın Temel: Evet, sen Verizon’un attığı adımı gayet güzel açıkladın. Ben daha çok 5G ile alakalı birkaç bilgi vermek istiyorum. Ericsson ki dünyanın en önemli 5G altyapısı geliştiricilerinden bir tanesi. Geçtiğimiz ay bir rapor yayınladı. Raporda, 2022 sonuna kadar 5G’ye geçiş yapan kişi sayısının 1 milyarı aşacağı öngörülüyordu. Sayı şu an kaç olduğunu bilmiyorum. Merak ediyorum, yeni bir rapor bekliyorum. Raporda bu öngörünün gerçekleşmesi halinde 5G’nin 1 milyar kullanıcıya 4G den 2 yıl önce ulaşacağı da yazılmıştı. Yani halihazırda eğer kullanıcı sayısı bir milyarı aşmadıysa henüz 5G en hızlı büyüyen mobil bağlantı kuşağı olma potansiyeline sahip diyebiliriz. Bağlantının çok daha hızlı olacağı, daha geniş kapsama alanlarına kavuşacağımız bir geleceğe doğru yol alıyoruz. Ama bir taraftan da eski nesil bağlantı kuşaklarının kapatılması konuşuluyor. Bu kuşak lafını da aslında 5G, 3G, 4G hani bunlardan bahsederken kullandığımız G harfinden alıyorum. Onu da aktarmış olayım. Çünkü o G generation anlamına geliyor. Bu geçişin gereksiz olduğunu, bağlantının bugün itibarıyla yeterince hızlı olduğunu, bu geçişin çok miktarda elektronik atık ortaya çıkacağını söyleyenler var. Covid-19 sürecinde uydurulan komplo teorileri vardı. Onlara da değinmeden edemeyeceğim zaten. 5G bugün için gereksiz gibi görünebilir ama bence gelecekte iş dünyasının, özellikle de Internet of Things (IoT) yani şeylerin interneti altyapıları kurmalarında çok önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum. Son kullanıcı olarak bizler sanal evrenlere alıştıkça ki teknoloji dünyası buraya doğru bir yön aldı, bizim için de önem kazanır. Ama 5G denilince aklıma ilk gelen örnek Da Vinci robotu. Da Vinci robotu uzaktan ameliyat yapılmasına olanak sağlıyor ve 5G’nin sağlayacağı daha hızlı internet, daha hızlı veri bağlantısıyla tıpta çok büyük atılımların olacağını düşünüyorum. Umuyorum 5G bize böyle hayırlı haberlerle gelir. Yoksa bazı insanların gerçekten ortaya attıkları çok fazla elektronik atığın ortaya çıkacağı bir geleceğe doğru yol alıyoruz diyebiliriz.

Uğur Mutlu: Teşekkürler Erdem. Yazılım ve donanım alanında 2022 yılının son çarpıcı gelişmelerinden biri ise masaüstü ekran kartlarının son 20 yıldaki en düşük satış seviyesine gelmesi oldu. Jon Peddie Research, yani JPR’ın verilerine göre ekran kartı üreticileri 6,9 milyonluk tekil ekran kartı satışı ile 2022 yılının üçüncü çeyreğinde son 20 yılın en düşük seviyesine geriledi. Tabii burada tekrar vurgulayalım, masaüstü bilgisayarlar için üretilen harici ekran kartlarının verilerinden bahsediyoruz.

Şimdi yakın geleceği fazlasıyla ilgilendiren bir haberle akışımızda devam edelim. Dünyanın en bilinen ve en yüksek reytingli arama motoru Google’ı yakın dönemde son derece kaygılandıran gelişmeler var. OpenAI tarafından geliştirilen yapay zekâ tabanlı dil işleme ve metin üretme yazılımı ChatGPT son günlere damga vurmuş durumda. New York Times’da yer alan bir habere göre, Google yetkililerinin Code Red adıyla kırmızı alarma geçtiği söylentiler arasında. Zira bu uygulama sizi sizin dilinizde anlayarak cevap veriyor. Dinleyicilerimizin ve takipçilerimizin de birçoğunun bu uygulamayı denediğini tahmin ediyorum. Google cephesi bu durumun uzun vadede kendilerini yok edebileceği ihtimalinden ciddi derecede rahatsız ama aslında ChatGPT’ye benzer bir uygulamayı Google’ın da uzun zamandır, uzun yıllardır geliştirmekte olduğunu biliyoruz. Yine Microsoft’un 2016 yılında denediği bir chatbot projesi vardı, belki hatırlarsın Erdem. New York Times’da yer alan mevzubahis habere göre Google, ChatGPT’nin bu yükselişinden sonra harekete geçerek yapay zekâ ürünü LaMDA üzerindeki çalışmalarını arttıracak. Google CEO’su Sundar Pichai’nin çalışanlarına Google’ın yapay zekâ stratejisini tüm netliği ile belirleyin şeklinde talimat verdiği konuşuluyor. Erdem sen Google’ı bu kaygısında haklı görüyor musun? Bir de mümkünse ChatGPT hakkında yorumlarını da merak ediyorum şahsen.

Erdem Akın Temel: Uğur ChatGPT’nin, son döneme damga vurduğunu biliyoruz zaten sen de belirttin. ChatGPT çok gelişkin bir yapay zekâ modeli. Kod yazabiliyor, farklı dillerde iletişim kurabiliyor, farklı alanlardaki metinleri algılayıp harmanlayabiliyor. Yeni ürünler, yeni yazımlar ortaya çıkarabiliyor, haiku yazabiliyor. Haiku yazmak zaten insanlar için bile oldukça zor olduğu söylenir. Haiku yazabilmesi de özellikle ChatGPT’nin tanıtımında epey kullanılmıştı. ChatGPT’nin yapay zekâ altyapısının özellikle harmanlama özelliğiyle ve farklı dillerde cevap verebilmesi ile Google’ın arama motorunu tahtından edebileceği söyleniyordu. Bence çok mantıklı bir çıkarım değil bu ama sonuçta Google’ı zorlayan da bir gelişme. O yüzden de Google’ın bir kırmızı kod oluşturduğu ve çalışmaya başladığı haberleri paylaşıldı. Google’da aslında yapay zekâ destekli chatbot’lara pek uzak değil, hatta 2022’de -artık geçtiğimiz yıl diyebiliriz-, geçtiğimiz yıl bir Google mühendisi LaMDA adlı yapay zeka modelinin bilinç kazandığını söylemişti. LaMDA’yla bir röportaj yapıp bunu paylaşmıştı ve bütün dünya aslında yapay zekânın bilinç kazanıp kazanmadığını konuşmuştu. Daha sonra Google tarafından ücretli izne ayrıldı bu mühendis. LaMDA, röportajlarda kendisini duyguları ve öznel deneyimleri olan bir yazılım olarak tanımlıyordu ve röportajlardan görüldüğü üzere ChatGPT gibi mantıklı bir şekilde iletişim kurup yazınsal eserleri yorumlayabiliyordu. Aslında LaMDA da oldukça gelişkindi. LaMDA’yla ilgili haberi yazarken aklıma sinema tarihinin bazı önemli karakterleri gelmişti. Bunları sizinle paylaşmak istiyorum. ChatGPT’ye de aslında aynı şeyleri söyleyebiliriz. Biri Stanley Kubrick’in başyapıtı 2001: Bir Uzay Macerası’nda gördüğümüz HAL9000, diğeri de Animatrix’de duyguları incindiği için sahibine baş kaldıran ve robotların ayaklanmasını başlatan B166ER ya da “biggır” şeklinde de okunuyor. Yani ne LaMDA ne ChatGPT insanlık için bir tehdit oluşturacak durumda değil. Ama o noktaya doğru yol alıyoruz gibi şakalar yapıldı bu chatbot’larla ilgili. Bu durum benim aklıma Gora’yı da getiriyor. Ozan Güven’in canlandırdığı 216 karakterini biliyoruz. Filmde 216 adlı robot ağlamaya başladığında Bob Marley Faruk ki usta oyuncu Rasim Öztekin tarafından canlandırmıştı, “Belki ağlamaya programlıdır” diyordu. ChatGPT ve LaMDA da aslında ne söyleyeceğini bilip söylediğinin anlamını bilmiyor olabilir.

Uğur Mutlu: Yani gerçekten çok enteresan bir uygulama. ChatGPT’yle Google arasında bu durumla ilgili aldığım bir not vardı. Ekşi Sözlük’te şöyle bir hikâyeye rastladım, guatr cemo adlı kullanıcıdan aktarıyorum. Kendisinden Fransız vizesi için talep edilen belgelerle birlikte ziyaret mektubu yazması da isteniyor. Yazara Google’dan ziyaret mektubu nasıl yazılır ya da işte Fransızca ziyaret mektubu nasıl olmalı gibi bir arama yapmasını ve bu mektuptan en resmi en güzel, en inandırıcı görüneni seçip kendisini uyarlamasını öneriyorlar. Ancak bu kişi Google yerine ChatGPT’ye giriyor ve Fransa’ya gitmek isteyen bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, vize alabilmek için resmi bir ziyaret mektubu yazıp yazılmayacağını yazılıma soruyor. ChatGPT’de söze “Dear visa officer” diye giriyor ve harika bir mektup yazıyor. İşte Paris başta olmak üzere diğer önemli şeyleri gezmek istiyorum. Bunların arasında Nice ve Marsilya’da var. Şehirlerinizi ve kültürünüzü görmek için çok heyecanlanıyorum vesaire bazı yorumlar katıyor. Yani bilmiyorum Erdem korkutucu mu, korkutucu değil mi, ileride göreceğiz hep birlikte. Ben de çok korkmayan umutlu olan taraftayım.

Erdem Akın Temel: Evet Uğur, bence de çok güzel bir örnek. Ben de Ekşi Sözlük’te ChatGPT başlığını kurcalarken böyle örneklere denk geldim ama sanırım benim favori örneğim Twitter’dan; Twitter’da görmüştüm. Bir sıralama algoritmasını bir Seinfeld senaryosu şeklinde anlattıran bir kullanıcı vardı. Seinfeld’in başrolünde Jerry Seinfeld var, bir komedyen ve Jerry’nin bu algoritmayı anlaması gerektiğini, bununla ilgili bir Seinfeld senaryosu yazmasını istiyordu ChatGPT’den. Ve ChatGPT gerçekten bir senaryo yazmıştı. Benim en beğendiğim, en eğlenceli gördüğüm en azından, örnek oydu.

Uğur Mutlu: Güzelmiş. Ben de bugün ChatGPT’ye bizim podcast programımızı dinleyip dinlemediğini sordum. Kendisi bana podcast dinlemeyen bir dil modellemesi olduğunu söyledi üzülerek. “Peki konu önermek ister misin?” dediğimde ise sırayla gelişmekte olan teknolojiler ve toplum üzerindeki etkileri siber güvenlik ve çevrimiçi gizlilik, yapay zekâ ve makinalarda öğrenme gibi birkaç güzel ve manidar konu önerdi. Bu da bizim için ilginç bir deneyim oldu tabii. Şimdi hazırsan sosyal medya konuşalım. Instagram’ın 3 yeni özellik deneyeceği konuşuluyor şu günlerde. Hammod Oh adlı kulağı delik Twitter kullanıcısı Instagram’ın 3 yeni özelliğini test etmeye başladığını söyledi. Bunlar, bir, yakın arkadaşlara canlı yayın özelliği, ikincisi profile müzik ekleme. Bunu MSN kullanıcıları iyi bilir, iyi hatırlar diye düşünüyorum. Titreşim gönderme özelliği vardı. Hatta sınırsız titreşim gönderme numaraları yapılıyordu. Sen yapıyor muydun Erdem? Veya dikkat çekmek için çevrimiçi olup çevrimdışı olunuyordu sürekli vesaire.

Erdem Akın Temel: Çok fazla çevrimiçi-çevrimdışı olduğumu hatırlamıyorum ama profil sayfasına müzik eklemek bir dönemin gerçekten en çok kullanılan özelliklerinden biriydi. Onu sıklıkla kullanmıştım.

Uğur Mutlu: Üçüncü özellik ise Hikâyeler’e çizim yaparak cevap verebilme özelliği olacak şeklinde söylentiler ve bazı internete sızmış ekran görüntüleri var. Sosyal medyada aynı zamanda Messi’nin rekor paylaşımının ardından Ronaldo’nun kariyerine Suudi Arabistan’da devam etme kararı alması da gündem oldu. Portekizli yıldız futbolcu Cristiano Ronaldo, toplam 500 milyon dolarlık bir sözleşme karşılığında alınan Al-Nasr’a transfer oldu. Evet, söylentiler uzun süredir biliniyordu fakat işin resmiyete dökülmesiyle Ronaldo’nun transferi özellikle Twitter, Instagram ve Ekşi Sözlük gibi platformlarda infial yarattı.

Erdem Akın Temel: Geçtiğimiz hafta Messi’den ve Ronaldo’dan bahsettik. Dünya Kupası’ndan bahsettik. Yaptığımız yayından sonra soranlar oldu. Messi’nin tarafını mı tutuyorsun? Ronaldo’nun tarafını mı tutuyorsun diye ikimiz de nötrdük hatta ve ben hâlâ bu konumumu koruyorum. Bazı futbolcuların, yıldız futbolcuların birçoğunun aslında belli yaşa geldiklerinde kariyerlerinin sonlarına yaklaştıklarında daha çok para kazanabilecekleri yerlere gittiklerini biliyoruz. Cristiano Ronaldo zaten şimdiden bir efsane, sadece artık daha fazla paraya oynayacak.

Uğur Mutlu: Erdem Ronaldo’nun bugüne kadarki resmi mal varlığının 490 milyon dolar olduğu söyleniyor ve anlaşma 500 milyon dolarlık. Hani para, marka vizyonu gibi konuların yanı sıra belki de Arap sermayesine atılmış son bir goldü bu ne dersin?

Erdem Akın Temel: Belki de, evet.

Uğur Mutlu: Bölümümüzün sonunda ise yalnızca son günlerin değil bilhassa 2022’nin en popüler uygulaması olan BeReal’dan bahsetmek istiyoruz. 2019 yılında tamamlanan testlerinin ardından 2020 yılında piyasaya sürülen bu uygulama, 2022 yılının ortalarında büyük sükse yapmıştı. Hatta 2022’nin Eylül ayında 14 milyonun üzerinde tekil indirmeyle iPhone kullanıcılarının tüm dünyada o ay en çok indirdiği uygulama oldu. Kaldı ki Statista verilerine göre 2022 yılının Temmuz ayında ABD’de yaşayan sosyal medya kullanıcıları arasında yapılan bir araştırmanın sonucunda katılımcıların %82’sinin BeReal’ın adını daha önce duymadığını söylediğini görüyoruz. Günümüzde 70 milyondan fazla aktif aylık kullanıcı ve 20 milyonun üzerinde aktif günlük kullanıcıya sahip olan uygulamayı kısaca anlatıp sözü sana bırakmak istiyorum. Uygulamanın temasını ve amacının sade ve gerçekçi olmak olduğunu söyleyebiliriz. Uygulama tüm kullanıcılara gün içerisinde belirsiz bir saatte bir push notification gönderiyor. Telefonunuza gelen bu bildirimin ardından 2 dakika vaktiniz oluyor ve bu süreçte fotoğraf çekmeniz gerekiyor. Deklanşöre bastığınızda akıllı telefonunuzun hem ön hem arka kamerası pozlama yaparak yeni fotoğraflarınızı tek bir karede birleştiriyor. Yani bu popüler uygulamada günün belirsiz bir anında hiçbir filtre kullanmadan tüm etrafınız görünecek şekilde fotoğraf çekmeniz gerekiyor. Erdem uygulamadan biraz da sen bahsetmek ister misin? Senin de kullandığını biliyorum.

Erdem Akın Temel: Evet Uğur, hâlâ uygulamayı kullanmaya devam ediyorum. BeReal her şeyden önce bir tepki uygulaması. BeReal’ın çıkışında Instagram’ın filtrelerle yarattığı sahte gerçekliklerle savaşmak var. Buna tepki olarak doğmuş bir uygulama ve söylediğin gibi 2 fotoğraf filtresiz paylaşıma olanak sağlıyor. Yani bir insanın o anda ne gördüğü ve kendisi uygulama içerisinde yer alıyor ve bir kullanıcı fotoğraf paylaşmadan başka kullanıcıların fotoğraflarını göremiyor. Uygulama içerisinde paylaşılan fotoğraflar da 24 saat sonra siliniyorlar. BeReal bir tepki uygulaması olan tek uygulama değil, bundan başka tepki uygulamaları da görmüştük. Mesela Ello vardı, reklamsız bir sosyal medya ortamı. O da Facebook’a karşı bir, Facebook’a bir tepki olarak doğmuştu. Mastodon, Twitter’ın merkezi yapısına karşılık olarak merkeziyetsiz bir Twitter olma iddiası taşıyordu. BeReal bunların en önemlisi. BeReal bana Beme’i hatırlatıyor. Önemli bir YouTuber Casey Neistat, çok ciddi prodüksiyonlarla her gün vlog çekmesine rağmen, vlog paylaşmasına rağmen bunları günlük hayatın bir akışı gibi gösterebiliyordu. Yani 3-4 kamerayla bir sahneyi çekse bile, 10 saniyelik bir kare bile alsa, onu çok doğal bir şekilde sanki kameralar oradaymış ve biz onu günlük hayatında takip ediyormuşuz gibi gösterebiliyordu. Beme aslında kullanıcıların çekerken göremedikleri, çektikten sonra düzenleyemedikleri 4 saniyelik videolar paylaşmasına izin veriyordu. O yüzden Beme’in devamı gibi bir durum var. Ben öyle görüyorum. BeReal geçen sene Apple tarafından yılın uygulaması seçildi. Çünkü kullanıcı sayısı henüz çok düşük olsa da özellikle Twitter, Instagram, TikTok gibi uygulamalarla karşılaştırdığımızda. Öyle bir tepki yarattı ki, yani kullanıcıları öyle bir kendisine bağladı ki bir şekilde TikTok, Instagram ve Snapchat’in dikkatini çekti ve Instagram’ın IG Candid, TikTok’un TikTok Now ve Snapchat’in Dual Camera adlarıyla bir şekilde kendilerine entegre etmesini sağladı. BeReal’ın şöyle bir sorunu var: BeReal; Instagram, TikTok ya da Snapchat kadar açık olmadığı için kampanyalar konusunda birazcık kısır bir uygulama. Türkiye’de bazı markaların BeReal’a girdiklerini biliyorum. Bunların haberlerini de yapıyoruz zaman zaman, gerek Digital Age’de gerek MediaCat’te fakat dediğim gibi Instagram kadar açık değil henüz. Ve çok ciddi bir potansiyel henüz açığa çıkmış değil. Bu arada şunu da söylemeden edemeyeceğim, MediaCat’in Ocak 2023 sayısında benim de BeReal hakkında kaleme aldığım bir yazı var. Onu da okumanızı tavsiye ederim.

Uğur Mutlu: Evet Erdem, çok teşekkürler. İndirilenler Klasörü’nde ikinci bölümümüzün sonuna geldik. Görüşmek dileğiyle, hoşça kalın.

Erdem Akın Temel: Hoşça kalın.

Not: Deşifre yapay zekâ yardımı ile yapıldığı için podcast bölümü ile farklılık gösterebilir.